Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

tam o sırada

  • 1 tam o sırada

    adv. just then

    Turkish-English dictionary > tam o sırada

  • 2 tam

    по́лный то́чно це́лый
    * * *
    1.
    1) по́лный; це́лый, весь

    tam sessizlik — абсолю́тная тишина́

    tam yol!мор. по́лный вперёд!

    tam zafer! — по́лная побе́да!

    bildirinin tam metni — по́лный текст заявле́ния

    bu iş tam iki yıl sürdü — э́то де́ло продолжа́лось це́лых два го́да

    takımın tam kadrosuспорт. по́лный соста́в кома́нды

    2) разг. настоя́щий, стопроце́нтный

    tam ev kadını — настоя́щая хозя́йка

    2.
    1) по́лностью, целико́м

    tam yüklü — по́лностью нагру́женный / загру́женный

    2) как раз, то́чно, ро́вно

    tam bir ay — ро́вно ме́сяц

    tam kalkacağı sırada — как раз в тот моме́нт, когда́ он хоте́л встать

    tam saat beşte — то́чно в пять часо́в

    tam o sırada — как раз в э́то вре́мя

    tam vaktinde — то́чно, во́время, своевре́менно

    3. арго
    до́ллар
    ••
    - tam adamını bulmak
    - tam adamına düşmek
    - tam gelmek
    - tam maaşla tekaüt
    - tam maaşla emekli
    - tam üstüne basmak

    Türkçe-rusça sözlük > tam

  • 3 sıra

    о́чередь (ж) после́довательность (ж) ряд (м)
    * * *
    1.

    bir sıra ev — ряд домо́в

    iki sıra — два ряда́ (чего-л.)

    ön sıra — пе́рвый ряд (в театре, кино и т. п.)

    2) шере́нга

    iki sıra olmak — постро́иться в две шере́нги

    3) после́довательность, черёд, о́чередь; очерёдность

    sıra beklemek — стоя́ть в о́череди

    sırayı bozmayın — не наруша́йте о́череди / поря́дка

    sırası gelmek — а) подойти́ ( об очереди); б) предста́виться ( об удобном случае)

    bize daha sıra gelmedi — до нас ещё о́чередь не дошла́

    sıraya girmek — встать в о́чередь / в ряд; заня́ть о́чередь

    sıra ile — по о́череди, друг за дру́гом, по поря́дку

    sıra kimin? — чья о́чередь?

    sırasını kaybetmek — пу́тать после́довательность / вре́мя (приёма лекарств и т. п.)

    sıraya koymak — а) поста́вить в ряд; б) расположи́ть в поря́дке / по поря́дку

    boy sırasıyla — по ро́сту

    yaş sırasıyla — по во́зрасту

    yürüyüş sırasıвоен. поря́док движе́ния на ма́рше

    4) удо́бный / подходя́щий моме́нт

    sırası düştü — предста́вился удо́бный слу́чай

    sırasına / sırasını getirmek — найти́ подходя́щий моме́нт / удо́бный слу́чай

    5) вре́мя, моме́нт

    tam bu sırada biz gelmiştik — как раз в э́то вре́мя мы пришли́

    bu teşebbüsler sırasında — во вре́мя э́тих попы́ток

    6) обы́чность, зауря́дность

    sıra adamı, sıradan bir adam — обыкнове́нный, просто́й челове́к

    sıra ressamı — зауря́дный худо́жник

    7) скаме́йка, скамья́
    8) па́рта
    2.
    употр. в роли второго компонента

    ardı sıra — непосре́дственно за кем-чем

    ardı sıra gelmek — идти́ за кем-чем

    ardım sıra — непосре́дственно за мной, вслед за мной

    önü sıra gitmek — идти́ впереди́

    yanı sıra — ря́дом

    yanı sıra yürümek — идти́ / шага́ть ря́дом

    3.

    dığı sıradaпередаёт содержание придат. предл. времени

    oraya geldiğim sırada... — когда́ я пришёл туда́...

    tam arabaya bineceği sırada... — то́лько он собра́лся бы́ло сесть в маши́ну, как...

    geleceğin sırada... — когда́ ты придёшь...

    ••
    - sırasına göre
    - sırasında
    - adam geçmek
    - insan sırasına geçmek
    - sen varken
    - bana sıra kalmaz!

    Türkçe-rusça sözlük > sıra

  • 4 sıra

    "1. row; line; queue; file. 2. order, sequence. 3. turn: Sıra sende. It´s your turn. 4. the right time to...: Şimdi denize girmenin tam sırası. Now´s just the right time for a dip in the sea. Şimdi sırası değil. This isn´t the right time. 5. point, moment, time: O sırada öğretmen geldi. At that point the teacher came in. Çiçekleri suladığım sırada telefon çaldı. The telephone rang while I was watering the flowers. 6. bench. 7. desk (in a school classroom). 8. (things) placed in a row: sıra ağaçlar trees planted in a row. 9. of all shapes and sizes: sıra portakalı oranges of all shapes and sizes. -dan ordinary; middling, mediocre, run-of-the-mill. -sında 1. at the right time, when the time is ripe. 2. in the course of, during: ders sırasında during the lesson. -sıyla 1. (doing something) at the right time. 2. sequentially, in sequence, in order, respectively: Bahriye ile Fahriye, sırasıyla altmış ve yetmiş yaşlarındadır. Bahriye and Fahriye are respectively sixty and seventy years old. -yla each in turn; one by one. -sını beklemek to wait one´s turn. - dayağı beating given to each person in a group in turn. - evler row houses, terrace. (adam/insan) -sına geçmek to be regarded as a decent person (when he is actually a complete scoundrel). -sı gelmişken Now that the time seems ripe...: Sırası gelmişken bunu yapalım. Let´s do this, now that the time seems ripe. -sına/-sını getirmek to find a suitable opportunity. -sına göre when it´s right or appropriate to do so: İnsan sırasına göre susmasını da bilmeli. A person should also know when he ought to keep quiet. - gözetmek/kollamak to wait for a suitable moment. -sını kaybetmek (for a baby) to get out of its normal routine of feeding and sleeping. -ya koymak /ı/ to get (something) properly organized or arranged. -sına koymak /ı/ to regard (someone) as being in (a certain) category. - malı 1. run-of-the-mill, middling, mediocre (things). 2. run-of-the-mill things. - sayı sıfatı gram. ordinal number. - sıra row upon row of: sıra sıra çamlar row upon row of pines. - sütunlar arch. colonnade."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > sıra

См. также в других словарях:

  • anzarot — is., bit. b., Erm. 1) Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç (Sarcocolla) 2) Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi 3) argo Rakı Tam eğleneceğimiz sırada anzarot bitti. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bacı — is. 1) Kız kardeş 2) Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan Tam o sırada içeri Habeş bir bacı girdi. B. Felek 3) hlk. Büyük kız kardeş, abla 4) esk. Tarikat şeyhlerinin karısı 5) ünl. Kadınlara söylenen bir seslenme sözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derken — zf. 1) Dendiği hâlde Bitti bitiyor derken hâlâ bitmeyen havaalanı. 2) Tam o sırada Yazı yazıyordum, derken misafir geldi. 3) ... diye düşünürken Akşamdan önce varacağız derken ancak gece yarısı varabildik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dillenmek — nsz 1) Çocuk konuşmaya başlamak 2) Konuşma yeteneği olmayan varlık konuşmak, dile gelmek ... elini uzatıp tam koparacağı sırada mor menekşe dillendi. Koparma beni... T. Dursun K 3) Onaylanmayan bazı davranışlar yüzünden hakkında dedikodu yapılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diri diri — sf. 1) Canlı canlı, taptaze Tam bu sırada iri iri, diri diri kolyozlar geldi. S. F. Abasıyanık 2) zf. Canlı olarak Ben burada, diri diri bir mezara gömülmüş gibiyim. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • farbala — is., Fr. falbala Fırfır Tam o sırada çıt etti, merdivenin üstüne asılı farbalaların bir köşesi koptu. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gibi — e. 1) ... e benzer İn cin, uyanmadan denizin üstü boş gibidir. H. Taner 2) zf. O anda, tam o sırada, hemen arkasından Haberi aldığı gibi yola çıktı. 3) zf. İmişçesine, benzer biçimde Bu sade dekor, ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • izci — is. 1) İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf 2) Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç Tam bu sırada, sokağın başından bir izci alayı sökün etti. Y. K.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nasılsa — zf. Herhangi bir sebeple veya bilinmeyen bir sebeple Araba tam duracağı sırada nasılsa sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalıkçı — is. Lokanta, gazino, pastane vb. yerlerde ayak işlerine bakan kimse Tam bu sırada yanlarından elindeki boşlarla ortalıkçı bir çocuk geçmektedir. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • patırtılı — sf. Patırtısı olan Tam o sırada sakin suların içinden patırtılı bir motor sesi geldi. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler gürültülü patırtılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»